İş dünyasının zaman zaman gereğinden kompleks hale getirilmiş süreç ve uygulamalarını daha iyi anlamaya ve işimize değer katmaya çalışıyoruz. Dinlediğimiz konuşmalarda veya okuduğumuz yazılarda yabancı kaynaklar ve referanslar ne kadar ağır basıyorsa, o kadar itibar ediyor ve zoru başarmış hissediyoruz, öyle değil mi? Bendeniz de 20 yılın üzerinde bir süre onlarca farklı sektörden ve farklı ölçekten şirketin iş yapışını deneyimlemiş biri olarak, şunu açık yüreklilikle söyleyebilirim ki, basitlik ve netlik kesinlikte güç ve yön veriyor. Birçoğumuz ne zaman ki olayı tüm basitliği ile idrak ediyoruz, bize ilkokul sıralarında öğretilen bir atasözünün ne kadar da isabetli bir özet yaptığını fark edebiliyoruz.
Bugünlerde zamanın her zamankinden çok daha hızlı aktığını daha net hissediyorum ve kendimi sık sık şu atasözünü tekrarlarken buluyorum. Vakit Nakittir. Evet iki kelime ve çok basit ancak sanırım katılacaksınız, iş dünyasındaki birçok patronun en büyük sorunu hem vakitsizlik hem de nakitsizlik. Hepimiz farkındayız ki en çok nakit kısmına derman olacak çözümler peşinde koşuyoruz ancak bir günümüz, bir saatimiz hatta bir dakikamız ne kadar nakit ediyor? İnanın birçoğumuz bilmiyoruz. Çözüm ararken, dönüp de vaktimizi nereye harcadığımıza çoğu kez bakmıyoruz.
Devamlı çalışmaktan, çok yoğun olmaktan, kendine veya ailesine hiç vakit ayıramamaktan şikâyet eden onlarca patron ve yönetici tanıyorum. Bu şikâyetin bir adım ötesine geçip, vaktimi hem nakit üretecek hem de iş ve özel hayat dengemi kuracak şekilde nasıl yönetebilirim diye çözüm arayanlar nedense çok sınırlı sayıda. Bunun sebebi ne kadar yoğun, işkolik ve toplantılarla dolu bir takvimimiz varsa, kendimizi o kadar başarılı ve üretken hissetmemiz olabilir mi, ne dersiniz? Eğer böyle bir yanılgıya sarılmışsak, kendimize şu soruyu soralım diyorum, zamanımın ne kadarını önemli ve acil işlere harcıyorum, vaktimi öldüren hangi gereksiz işlerle zamanımı israf ediyorum? İşimde yangın söndürmeye çalışmaktan sıyrılıp, işimi ve ekibimi geliştirmek için ne kadar zaman ayırıyorum?
İşimizle ve bireysel hayatımızla ilgili birçok sorunun telafisi olabilir. Peki bize ayrılan ve ne zaman son bulacağını bilmediğimiz zamanı israf etmenin telafisi var mı sizce? Toplum hatta insanlık olarak yemek, ekmek, su israfının olmaması gerektiğinin az çok farkındayız peki ya zaman? En hunharca harcadığımız, kıymetini bilmediğimiz üstelik de telafisi olmayan en önemli varlığımız değil mi zaman…
Vaktimizin en yüksek karşılığını almak için yapmamız gereken, kendimizi kaybedene kadar çok çalışmak mı yoksa bir plan ve hedef doğrultusunda akıllı çalışmak ve nereye varmak istediğimizi bilerek yok çıkmak mı?
Üzerinde düşünmeye değer bir soruyla bitirmek istiyorum. Siz ve işletmeniz hangi atasözüne göre yaşıyorsunuz? Vakit Nakittir, Bugünün işini yarına bırakma mı? Yarın ola Hayrola, Ne çıkarsa bahtıma mı?
Bugün İşletme Koçluğu Hizmeti Almaya Başlamak İçin TIKLAYIN!
Sevgiyle Kalın
Belma Öztürk Gürsoy
ActionCOACH İşletme Koçu
Sayfada bulunan yazı Belma Gürsoy tarafından kaleme alınmıştır. Yazının orjinalini bu sayfadan bulabilirsiniz.